Sayfalar

2 Şubat 2011 Çarşamba

Bir Ulu Çınar

Doğa sevgisiyle dopdolu bir liderin " Yürüyen Köşk" hikâyesindeki "Ağaç kesilmeyecek, bina kaydırılacak." emri ile kurtulan bir ağaç o...
Köşklerin, sarayların en nadide köşelerini süslerken olanca ihtişamıyla, bir tarih saklıyordu gövdesinde; Osmanlı'yı!..

"Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni...
tepemde bir de çınar olursa..." diyen Nazım Hikmet'in hasret kokan dizeleriydi "Vasiyet" adlı şiirinde. Şairin gölgesinde huzur içinde uyumayı arzu ettiği bir ağaç o...

Ve,
"Eğer durabilirsek bir gün gövdelerimizde dimdik, çınar gibi.
Mesela çınardan öğrenirsek eğer bir miktar direnci, dik durmayı.
Biz de yalancı bahar olmaktan kurtulur, "insan" oluruz belki." diye örnek gösterilen bir ağaç o.
Çınar!..
Osmanlı'nın ihtüşamına kendi ihtişamıyla tanıklık etmiş asırlık bir ağaç...
Bir sembol.

***
Ne zaman çınarla ilgili bir yazı, bir şiir okusam; ailemiz içindeki saygınlığı, duruşu, asaleti, direnci, sabrı, yerinde konuşması ile Akile Teyze'm gelir aklıma...
Yüzüne eklenmiş her bir çizgi yılların acımasızlığını taşımasına rağmen o hâlâ bir ulu çınar gibidir tüm heybetiyle.
An olur gizleyemez yüzündeki yorgunluğu, bakışlarındaki hüznü.
Yine de bilir baş eğmeden dimdik durmayı.
Kalabalık içinde gönlümüzün, gözlerimizin görmek istediği kişidir Akile Teyze'm.
Açmıştır kollarını bize, çocuklarına, sevdiklerine...
Öyle bir sevgi sunarki gözleriyle, çeker kendisine hepimizi, bir ulu çınar gibi. Sığınmışız gölgesine.
***
Hepimizin hayatında bir Akile Teyze vardır, varlığından güç aldığımız.
Arayın, sorun hatırını, sevgiyle bakın gözlerine.
Bir de ilgisizliğin acı çizgileri düşmesin yüzüne...

ferda balkaya çetin
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...