Sayfalar

26 Aralık 2010 Pazar

“I love you more than I can say…”

 

Yirminci yüzyılın en önemli düşünürlerinden olan Kazancakis, “Fırçanız var, renkleriniz var. Bir cennet yapın ve içine girin.” der.
Kendi yaşamımızı güzelleştirmek adına.
İnsan; olağanüstü güçlü, benzersiz, muhteşem varlık…
Umut; olmasaydı umutlarımız sımsıkı tutunabilir miydik hayata?
Ya sevgi?…
Özünü oluşturuyor yaşamın.
İnsan, umut, sevgi…
Bundan daha güzel bir yaşam üçlemesi olabilir mi?
Fırça elimizde.
İstediğimiz renkleri kullanarak yapalım cennetimizi…
Katarak umutlarımızı, sevgimizi…
Var oluşumuzu kutsayarak…
***
Zordur sevgiyi tanımlamak.
Onu sınırlamak gibi bir şey olur.
Sözcükler de yetmez.
***
Gömülüdür aslında yüreklerimizde sevgiler, biz farkında olmayız çoğu zaman.
Onu tetikleyen bir şey gerekir.
Güneşi görünce açan çiçekler gibi…
***
Ve sonra,
Elbet siyah olacak rengi gecenin
Gri bulutlarda gözyaşı, hüzün
Ve tadı olmayacak gündüzün…
Neyse ki sen varsın.”
diyecekti şair…
Sıcacık bir güvenceydi içimizde, ta içimizde…
Can evimizde, yüreğimizde.
Yalnız değiliz ki…
***
Ve ne kadar zordu söylemek:
“Seni seviyorum.”
Ve o kadar kolay.
Ve o kadar derin.
Ve o kadar da güzeldi duymak.
***
Sözcükler kifayetsizdi ya…
Ya bir şiire,
Ya bir şarkıya sığınmalı.
En iyi anlatan.
Eskilerden…
Leo Sayer’in sesinden kulağımıza fısıldanan somut ezgisiyle, müziğin…
“I love you more than I can say.”
“Seni söyleyebildiğimden daha çok seviyorum.”

Ferda Balkaya Çetin
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...