Sayfalar

28 Aralık 2010 Salı

Fırça Darbelerinden Tuvale



    İnsanın doğasında var olan güzelliğe olan ihtiyacı hiç bitmez.
    Güneşin batışındaki sarının, morun, kırmızının gökyüzünden muhteşem yansıyışı,
    Mevsim renkleriyle bezenmiş yeşil yamaçlar arasından akan bembeyaz köpüklü bir çağlayan,
    Ufuktaki dağların, ağaçların üzerine çöken yağmur, sis ve güneşin armonisi,
    Masmavi duru bir denizin gönlümüzde uyandırdığı o eşsiz coşku, duygu ve düşüncelerimize direkt hitap ederken ruhumuzu inceltir de…
    İşte,
    Etkili bir anlatım aracı olan resim sanatı,
    Hissettiğimiz bu güzellikleri  tuvale taşır fırça darbeleriyle.
  
   28.05.2009 Perşembe günü,
   Yıldırım Beyazıt İlköğretim Okulu 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin Kırıkkale Kültür Merkezi’ nde açmış oldukları “Resim Sergisi”ne davetliydim.
   Sergide röprodüksiyon ağırlıklı 150 yağlı boya eser yer almış.
   Resimleri incelerken ünlü ressamların eserlerine, yaşam öykülerine doğru anlamlı bir yolculuk yaptım; sanatla yaşam arasındaki köprüden geçerek…
   Van Gogh, Bellini Gentile, Salvodor Dali, İbrahim Çallı, Abidin Dino, Pablo Picasso…
   “Bir sanat eserinin aslına uygun kopyası” diye tanımlanan röprodüksiyon çalışmaları,
   Gençlerin hayal dünyalarına farklı yaklaşımlar taşıması açısından önem arzettiği gibi,
   Bu yolla,
   Hem ünlü ressamların resim tekniğini öğrenirken hem de onların yaşam öykülerini de öğrenerek gelecekte kendisi için gerekli olabilecek dersleri de çıkarma şansını yakalıyor.
   Resimler orjinallerini aratmayacak özellikte.
  Picasso’nun beğendiğim bir resmi dikkatimi çekiyor.
  Bir portre çalışması.
  Duygu yüklü.
  Kadın yüzü.
  Kübist olarak adlandırılan tarzda bir tablosu.
  “Kübist tabloların genel özelliği, geometri ve geometrik şekillerin kullanılmasıdır. Resmedilen nesneler geometrik forumlar oluşturacak şekilde basitleştirilmiş yahut geometrik şekillere bölünmüştür. Kübizmin bir diğer özelliği de uzaydaki (üç boyutlu) bir cismi iki boyutlu  yüzeye aktarma çabasıdır. Bu amaçla Picasso, şekilleri yanal yüzlerine bölüştürüp her birini iki boyutlu yüzeyde göstermeye çalışır. Yine bu nedenden portrelerindeki insanların hem profili, hem de önden görünüşü görülmektedir.”

  Resmi yapan 7-A sınıfı öğrencisi Kübra Üstün,
  Resimle ilgili bilgiler veriyor bana:
  “Burada bir isyan var. Picasso, o zamanlarda kadınların kendilerini ifade etmeleri zor olduğundan bu isyanı  resme yansıtmış. Bu kadının bir yüzü aydınlık diğer yüzü karanlık. Aydınlık yüzü rahata ermiş, ancak karanlık yüzü ağlıyor.”
   Her biri diğerinden güzel, aslını bozmadan özenle yapılan çalışmalar iyi bir gözlemci olmayı da öğretiyor.
   Ve sabrın ortaya çıkardığı sonucu.
   Ve gelecekte sanat yaşamlarına dair ipuçları veriyor.
   Resim öğretmeni Özden Şahin Duman,
  Öğrencilerin ünlü ressamların resimlerini istekle araştırdıklarını, onların sanatsal inceliklerini, tekniklerini yakalamaya çalıştıklarını ve bunları yaparken de büyük bir azimle çalıştıklarından söz ediyor. Sevinçle dinliyorum.
   Çünkü,
    Bu sergi,
   Öğrencilerin; toplumun itici gücü olmaya aday,
   Çevreye, topluma, insanlara bir bakış açısı, belki de giriş kapısı olacak.
   Toplumdaki kirlenmeden, çevremizdeki estetik yoksunu binalardan, birbirini dinlemeyen insanlardan, sanatı hiçe sayan politikacılardan sorumlu olan bizlere örnek olarak.
   Genç ressamların fırçasında yeniden can bulan renkler,
   Kendi ruhu ve stiliyle birleştirdiği görme gücüyle oluşturacakları resimlerinin dokusunda yeni bir bakış açısı yeni bir nüans yaratacaklar belki de…
   Gerek sanatsal gerekse sportif faaliyetlerle, yaptıkları etkinliklerle, elde ettikleri derecelerle  adından sık sık söz ettiren Yıldırım Beyazıt İlköğretim Okulu yönetici ve öğretmen kadrosunu,
  
   Serginin oluşumunda yer alan 150 eserin genç ressamlarını ve resim öğretmeni Özden Şahin Duman’ı kutluyorum.

Ferda Balkaya Çetin
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...